27 Temmuz 2016 Çarşamba

Duvarları Yıkıyoruz!

Ben de küçük oldum. Benim de hayallerim oldu. Bir kitabım olsun istedim. Kapağıyla, sayfalarıyla, İÇİNDEKİ DUYGULARLA TAMAMEN BENİM..

Yaşanmış bir olaydan esinlenmedim. Bizzat yaşadım. Harfi harfine, noktasına virgülüne kadar..

BİR DUVAR'IN YIKILIŞI
Duyduğumda köpürdüğüm, hiçbir şekilde hiçbir şeyi telafüz edemediğim, körleşecek kadar gözlerimin yuvalarından çıkacak olması, ve geride sadece köpürdüğümün ateşiyle yanıp kavrulan bir ben kalacak kadar aşığım. Biliyor musunuz tüm sorun benim. Ortada kalan da, olayı en çok hasarla atlatan da(!) Ama biliyorum bir gün olacak o şeyin beni baştan sona değiştireceğini. Fakat bir türlü bulamıyorum. Arıyorum, ama neyi aradığımı bilmiyorum. Bir adım, bir soyadım. Yanlışlarımı düzeltmedim. Aynı mektubu başka bir kağıda yazınca değerinin değişmediği sanmak ahmaklara mahsustur, sana kendimi böyle takdim etmek istiyorum. Sus, sus işte. İşte böyle, sonra da seni sevdim. Gerisini hatırlamıyorum.
İsmini de telafüz edemiyorum bazı kitaplarımın. Bedenimin de aynı şekilde. Dilim de düğümlü ellerim gibi. Bedenimin nerede olduğu herkesçe net, ama kaybolduğunu bile bilmiyorum. Okunuşu çok kısa bir de ismim var benim. Ama dağları aşabilecek uzunlukta tecrübeli. En tecrübesiz hecesi, sana denk geldi. Şuan bir tek senin ismini telafüz edebiliyorum. Zaten gerisini hatırlamıyorum.
Şaşırıyorum. Olduğum yerde kalıyorum. Boynum düşük, dişlerim kilitli. Tokam saçımı sıkıyor, başım ağrıyor. Başımı ağrıtıyorsun. Aşık oluyorum. Gerisini hiç ama hiç hatırlamıyorum.
Senin için bir şeyler yapıyorum. Yetiyor mu bilmiyorum. Evet, seni seviyorum. Zaten biliyorsun, gerisi aklımın ucunda yok.
Ben seni çok seviyorum, ama ne yazık ki hatırlamıyorum..

"Devamı gelecek."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder